Sümbül Efendi Camisi Hikayeleri Ve Sırları

İstanbul gezi rehberi olarak, İstanbul gezilecek yerler kapsamında olan Sümbül Efendi Camisi hakkındaki Dört SahabeÇifte Sultanlar ve Sarı Sıdıka kabirleri, türbeler ve sırlarla dolu yaşlı “servi ağacı” ve hikâyelerinden bahsedeceğiz.
yazımızın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz. Bu yazımızda caminin avlusunda bulunan; 



       

  Hacı Beşir Ağa Çeşmesi Yapım Yılı: 1737   

Türbeler:



Caminin avlusunda Şeyh Sümbül Efendi Türbesi, yanında Şeyh Yakub Efendi Türbesi, şadırvandan Koca Mustafa Paşa tarihi hamama doğru çıkan kapıya doğru giderken sağ tarafta Şeyh Adli Hasan Efendi Türbesi, yanında Şeyh Seyyid Mehmed Nureddin Türbesi, onun da yanında Şeyh El-Hac Seyyid Mehmed Haşim Türbesi bulunmaktadır.
Şeyh Sümbül Efendi ve Şeyh Yakub Efendi Türbelerinin arkasında, Kız Kuran Kursunun avlusunda, ahşap türbenin Şeyh Cemaleddin Halvetinin kızı ve Şeyh Sümbül Efendinin hanımı Saffiye Hanıma ait olduğu belirtilmektedir.

İsimleri Bilinmeyen Dört Sahabe:

İslamiyetin yayılması ile birlikte, İslam Orduları İstanbul’un fethi için altı-yedi defa ( 653, 669, 672,717, 730, 799 yıllarında ) şehri kuşatma altına almışlardır. Bu kuşatmalar esnasında şehit düşen ve isimleri bilinmeyen dört sahabenin kabirlerinin de Çifte Sultanlar kabrinin sağ tarafında taş ve tuğladan yapılmış türbenin hemen yanında bulundukları işaret edilmiştir.
Câbir B.Abdullah El-Ensârî (R.A.), Eyyub el-Ensâri (R.A.) (Eyüp Sultan) ’nin sancaktarı olarak, hanımı Dâye Hatun (R.A.) ve oğlu Mumammed ile birlikte İstanbul kuşatmasına katılmışlardır. Kuşatma sonrası Medine’ye dönerek vefat etmiştir. Ayvansaray’daki Câbir Camisinde makamı bulunmakta, kabri ise Medine’dedir. Sümbül Efendi Camisinin avlusunda bulunan Çifte Sultan kabrinin Câbir B.Abdullah El-Ensârî (R.A.) tarafından tamir edildiği ve kabrin başına servi ağacını kendisi tarafından dikildiği rivayet edilmektedir.
Bu konuda açıklayıcı bir kaynak bulunmamakla beraber, Câbir B.Abdullah El-Ensârî (R.A.)’ın hanımı Dâye Hatun (R.A.) kuşatmada şehit düşmüş ve kabrinin Sümbül Efendi Camisinin avlusunda, Çifte Sultanlar kabrinin yanında olduğu rivayet edilmektedir.

Çifte Sultanlar:

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) in torunu Hz. Hüseyin (R.A.) in kızları Hz. Fatıma ve Hz. Sakine'nin kabirleri olduğu belirtilmektedir. Farklı rivayetler olmakla beraber, en bilineni şöyledir; Çifte Sultanlar, Emevi Devleti döneminde, İstanbul’un fethi için İslam Ordusunda gönüllü olarak görev almışlar. İstanbul’daki Rum tekfuru, Çifte Sultanları kendi oğullarıyla evlendirmek için istemiş, fakat Sultanlar buna razı gelmemişler. Bunun üzerine Rum tekfuru 40 gün süre vermiş, Sultanlar ise Allah (C.C.)’tan canlarını alması için dua etmişler. Duaları kabul olunarak 40 gün sonra Sultanlar vefat etmişler.
Zamanla kabirleri kaybolan Çifte Sultanların kabirlerinin, Şeyh Sümbül Efendi Hazretleri tarafından keşfe nazil olmuştur. Şeyh Sümbül Efendi Hazretleri vefat ettiğinde, Çifte Sultanların kabirlerinin ayakuçlarına defnedilmesini vasiyet etmişlerdir.
Bir rivayete göre ise; Çifte Sultanların asıl kabirlerinin, Kahire’de Seyide Nefise Hanımın kabrinin yakınlarında olduğu, manevi makamlarının ise Sümbül Efendi Camisinin avlusundaki Çifte Sultanlar kabri olduğu yöndedir.

Sarı Sıdıka Kabri:

Bizans İmparatoru Konstantin'in müslüman olan kızı Prenses Katerina'nın kabridir.
Rivayete göre; Bizans İmparatoru Konstantin’in dindar kızı olan Katerina, Bizans döneminde şu anki Sümbül Efendi Camisi bölgesinde olan Andreas Manastırında rahibe adayı olarak kalmaktaydı. Katerina, Çifte Sultanlar için tanınan 40 günlük süre içerisinde Sultanlardan çok etkilenir ve müslüman olur. Sıdıka ismini alır. Çifte Sultanların vefatından kısa bir süre sonra Sarı Sıdıka da vefat eder.
Sultan II.Mahmud, gördüğü rüya üzerine, Çifte Sultanlar kabrini şu anki demir parmaklıklar ile çevirttirir.

Servi Ağacı:


İstanbul’da görülmesi gereken yerlerden biridir. Sırlarla dolu servi ağacının, Sümbül Efendi Camisinin avlusunda bulunan Çifte Sultan kabrinin başına Câbir B.Abdullah El-Ensârî (R.A.) tarafından dikildiği rivayet edilmektedir.
Servi ağacı hakkında bazı rivayetler vardır. Bu rivayetlerden birisi; kuruyan ağacın dallarının düşmemesi için Şeyh Sümbül Efendi Hazretleri tarafından ağacın zincirle sarılmış olmasıdır. Zincirin bir ucunu da yere doğru sarkıtmış ve şöyle buyurmuşlardır:
“Bu ağacın altında kim yalan söylerse, zincirin ucu yere doğru sarksın.”
İki kişi arasında sorun çıktığında, kimin yalan söylediğini bulmak için bu servi ağacının altına getirilirmiş.
Diğer bir rivayet; Şeyh Sümbül Efendi Hazretlerinin, servi ağacı altında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) ruhaniyeti ile görüştüğü yöndedir.
Diğer rivayet; servi ağacının köklerinin bütün dünyayı sardığı ve yıkılması ile birlikte kıyametin kopacağı ile ilgilidir. Asılı zincirin de kıyametin kopmasını engellediği, kopup düştüğünde kıyametin kopacağı yöndedir. Zincir, İstanbul Belediye Müzesine kaldırılmıştır.
Diğer rivayet ise; servi ağacına asılan zincirin, demircilikte usta olan Hz. Davud (A.S.) tarafından yapıldığı yönde olup, gerçekle ilgisi bulunmadığı söylenmektedir.
Ağacın köklerinin bulunduğu yerde ahşap bir oda inşa edilmiştir. Günümüz dönemlerine ait demir sütunlar ile servi ağacı desteklenmiştir.
İstanbul gezi turlarınıza dahil etmenizi tavsiye edeceğim, maneviyatı yüksek bir mekandır Sümbül Efendi Camisi.Gittiğiniz zaman, yukarıda bahsi geçen manevi yerleri mutlaka görmelisiniz. Gerçekten İstanbul’da görülmesi gereken yerler.
İyi gezintiler…

Yorum Gönder

0 Yorumlar