Piramitlerin Gizemleri, Bilinmeyenleri ve İlginç Özellikleri

Gize Piramitleri - Kahire / Mısır

Mısır Piramitlerinin Gizemleri Ve Matematiksel Sırları


Firavunların yaşadığı döneme ait Mısır medeniyetini aydınlatmak isteyen tarih bilimciler, o dönemlerden kalan piramitleri, en büyük delil olarak görmüş ve ilgilerini bu yapılara yönlendirmişlerdir. Arkeologlar, piramitleri inceledikçe sırlarla dolu bu görkemli yapıların büyüsüne kapılmışlar ve ne zaman, nasıl yapıldıkları, içlerinde neler olduğu gibi sorulara cevap aramışlardır.
Gize Piramitleri - Kahire / Mısır

Gize Piramitleri Girişi

Gize Piramitlerinin Sırrı:

Gize piramitleri ( Keops, Kefren ve Mikerinos ), M.Ö. 3000 li yıllarda firavunlar tarafından yaptırılan dünyanın en büyük piramitleridir. Her piramit, kendisi adına yapılmış firavunun ismini almıştır. Kefren piramidi Keops’un oğlu adına, Mikerinos piramidi Kefren’in oğlu adına yaptırılmıştır. Kefren piramidinin yüksekliği 136 metre, Mikerinos piramidinin yüksekliği 62 metredir. Gize piramitleri arasında içini gezebileceğiniz tek piramit Kefren piramidi ve mezar odasıdır. Kefren piramidinin tepesine çıktığınızda dış yüzeyindeki kaplamaları görebilirsiniz. Ve ilginç olan bunu sadece piramidin tepesinde yapabilmenizdir.
Gize Piramitleri Mezar Odası

Firavun Mezarı

Gize piramitlerinin sırları saymakla bitmez. İşte en çok bilinen ve en sır dolu olanları:
Piramitlerin yapımları ile ilgili sırlardır. Kısa bir hesapla ile piramitlerin yapımlarının tamamlanabilmesi için yaklaşık 684 yıl gerekli olmasına rağmen 20-30 yılda tamamlanmış olmalarıdır. Hesaplama şu şekilde; Keops piramidinde toplam 2.500.000 metreküp taş bulunmakta, yoğun çalışmalar ile günde 10 metreküp/gün taş üst üste konulabildiğini değerlendirirsek; 2.500.000/10 = 250.000 gün eder. 250.000/365= 684 yıl. Yapım esnasında, sarmal bir yol güzergahında ıslatılmış toprak üzerinde büyük taşların kaydırılması ve bu ağır taşları kaldırabilecek büyük vinç sistemlerinin kullanılmış olması gerektiği düşünülmektedir.
Gize Piramitlerinin Yapım Canlandırması
Gize piramitlerinin içlerinde yazı bulunmamaktadır. Halbuki Mısır’daki diğer piramitlerin içlerinde yazılar bulunmaktadır.
Piramitlerin içlerinde bulunan mezar odalarına güneş ışınları, firavunun doğduğu ve tahta çıktığı yılın günleri olmak üzere, yılda iki defa girmektedir.
Piramitlerde kazı çalışmaları yapan ve mezar odalarındaki mumyaları bulan 12 arkeolog kanserden ölmüşlerdir! Bunun bilimsel açıklaması olarak; mumyalarda radyoaktif maddelerin bulunmasından dolayı bu ölümlerin gerçekleştiği yönde. Yoksa bir lanet mi? Artık araştırmalarda robotların kullanılmasının sebeplerinden biri de bu lanet korkusu mu?
Piramitlerinin Araştırılmasında Kullanılan Robot
Araştırmalar esnasında birçok arkeoloğun yollarını şaşırdığı ve kayboldukları ve hala bazı yerlerinin keşfedilemediği yönünde açıklamalar yapılmıştır.

Bir Piramidin İçinde Bulunmanın Bile İlginç Sonuçları Oluşmaktadır:

Bitkiler daha hızlı büyümekteymiş, çiçek yetiştiricilerine duyurulur!
Kirli su, birkaç gün sonra arıtılmış su haline geliyormuş, harika bir su arıtma cihazı!
Beş hafta bekletilen su ise, güzellik için kullanılabilecek bir yüz losyonuna dönüşüyormuş, bayanlar duymasın!
Süt, birkaç gün taze kaldıktan sonra yoğurt haline geliyormuş, süt ve yoğurt firmaları için üretim ve iyi bir ambalaj fikri olabilir!
Piramit Şekilnde Süt Kutusu Örneği - Gezi Süt
İşte günümüz şehir hayatında kullanabileceğimiz müthiş bir etki daha; yemek atıkları kokmadan kendiliğinden mumyalaşıyorlarmış. İstanbul sokaklarında piramit şeklinde çöp toplama noktaları olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Sağlığımız açısından harika bir tedavi; büyük bir piramidin içerisinde kesik, sıyrık veya yanık gibi yaralar daha hızlı iyileşebiliyormuş. Büyük piramit şeklinde hastaneleri gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?
Piramitlerin içerisinde günümüzün modern teknoloji cihazları olan; radar, sonar ve ultra sound gibi cihazlar çalıştırılamamaktadır. Piramit hastanemizin ultrason, tomografi, röntgen gibi bölümleri için sanırım ayrı bir bina düşünmeliyiz.
Isınma masraflarımıza bir çözüm; piramitlerin içleri yazın serin, kışları ise sıcak oluyormuş. Piramit şeklinde evlere ne dersiniz!
Piramit Şeklinde Modern Ev Tasarımı

Piramitlerin Matematiksel Sırları:

Piramitlerin mistik havasını bir yana bırakıp bu yapılardaki bilimsel gerçekleri ortaya koyduğumuzda, o yıllarda elde olan imkanlarla yakın zamana kadar daha yeni öğrendiğimiz bilgilere nasıl sahip oldukları bizleri hayrete düşürmektedir. İşte bu gerçeklerden sadece küçücük bir parçasını, Keops piramidinin yapısındaki matematiksel mucizeleri elde ettiğimiz kadarıyla ortaya koyalım.
Rastlantı mı? Öyle olsa gerek. Aksi halde, eski Mısırlıların, Ekvatordaki devir hızını bildiklerini ve hesaplarında saniyeyi ölçü olarak aldıklarını varsaymamız lazım gelir. Nasıl mı?
Piramit, su yoğun dünyamızın kara kıtalarının merkez noktasında bulunmaktadır. Gize piramitlerinden geçen boylam, kuzey-güney yönlü en uzun boylamdır. Bu özelliği nedeniyle sıfır noktası oluşturmaktadır.
Üç piramidin birbirleri arasında Pisagor üçgeni şeklinde bir düzen bulunmakta. Kenarlarının birbirlerine oranı 3, 4, 5 oranları şeklindedir.
Piramidin gölgeleri ile mevsimler, taş levhalar üzerindeki çevre uzunlukları ile de yılın uzunluğu ölçüle bilinmektedir.
Piramidin taban kenarlarının toplam uzunluğu 365,342 dir. Yani bir güneş yılının gün sayısına eşittir.
Ekvatorun, dünya merkezi baz alınarak, çapı 12.756.326 metredir. Bir gün toplam 86.400 (60x60x24=86400) saniyedir. 12.756.326 / 86.400 = 147.64 elde edilir. Bu değer Keops piramidinin yüksekliğidir. Bu değeri de 1 milyar ile çarptığımızda, güneş ile dünyamız arasındaki yaklaşık mesafe çıkmaktadır. Bu uzaklık tam 10 üzeri 9 piramit yüksekliğine bedeldir. 10 üzeri 9 sayısı bir rastlantı değildir. Çünkü piramidin yüksekliği ile tabanının yüzeyi arasındaki oranı 9:10’dur.
Taban yüzey değerinin, piramidin yüksekliğine bölünmesi ile de pi değeri (3,1416) elde edilmektedir.

Neden Saniyelere Bölüyoruz Eski Mısırlılar Saniyeleri Biliyorlar Mıydı?:

Saniye dediğimiz ölçü birimi şu şekilde ortaya çıkmaktadır:
Bir dakikanın 60 saniyesi ve bir saatin ise 60 dakikası olduğunu biliyoruz. Bununla bir saatin 60x60=3600 saniye olduğunu buluruz. Bu dairenin derecelere bölünmesidir. Bunun dörtte biri olan 90 derece dik açıdır. Yani saniyenin geometri ve dünyanın çevresi ile sıkı bir bağlantısı vardır.
Büyük piramidin eğim açısı öylesine tutulmuştur ki, öğle güneşi Şubat sonundan Ekim ortasına kadar gölge düşürememektedir.
Bu matematik ve geometrik rastlantılar uzatılabilir. Keskin zekalı düşünürler bu konuda kalın ciltler kaleme almışlardır.
Keops’un çağındaki bir geometri dâhisinin o zamana göre çok gelişmiş ve akıl almaz yöntemlerle papirüs hesapları ortaya çıkardığına inanmak zordur. Bu matematik dehasının her taş bloğun ölçülerini milimetresine kadar saptadığını ve kralın mezar odasının tavanının cilalanmış granitten daha doğrusu tamamı tamamına 100 bloktan oluşturulması gerektiğini ileri sürdüğü, mantık dışı görünmektedir. Bu durumda Piramit Plancıları Ekibinin, matematik bilgilerinin ötesinde, dünyamızın ölçüleri, çevresi ve ekseninin eğimi hakkında sağlam verilere sahip olmaları gerekirdi. Bu bilgileri öğrenmişler miydi? Ya da onlara bu bilgileri veren birileri mi vardı? Büyük matematik düşünürleri Pisagor, Arşimet ve Öklid ancak 2000 yıl sonra dünya sahnesinde yerini alacaklardı.
Siz ne dersiniz?
Hiyeroglif Kabartmalarda Modern Hava Taşıtlarının Şekilleri!

Yorum Gönder

0 Yorumlar