İstanbul’un her köşesinde tarihin izlerini rahatlıkla görebileceğiniz “sur içi” dediğimiz kısmında, İstanbul gezilecek yerler ve İstanbul’da görülmesi gereken yerler arasında mutlaka olmasını tavsiye edeceğim, tatil günlerinizde gezi planlarınıza alabileceğiniz kültür turları kapsamında, gerek yurtiçi turlar gerekse günübirlik turlar ile birçok ziyaretçinin uğrak yeri olan tarihi bir camimizdir Sümbül Efendi Camisi. İstanbul’un güzide semtlerinden biri olan Koca Mustafa Paşa’nın ortasında bulunur.
Tarihi Koca Mustafa Paşa İlkokulunun hemen yanında bulunan ve çocukluk yıllarımın en güzel anılarını yaşadığım Sümbül Efendi Camisinin avlusunda yaptığım koşuşturmalar esnasında, o huzur dolu havanın muhteşemliği o zamanlarda dahi hissettirmişti kendisini. Yıllar geçtikçe Şeyh Sümbül Efendi Hazretlerinin maneviyatını daha çok anlar oldum. Tarihini okudukça içinde sakladığı sırları da öğrendim, öğrendikçe daha çok merak ettim.
Caminin avlusuna üç kapıdan girilebilmektedir. Bu özelliğinden dolayı birçok semt sakinleri, caminin bir kapısından girer, cami avlusundan geçer ve diğer kapısından çıkarak kestirme bir geçiş güzergâhı olarak ta kullanırlar.
Avlusunda; Dört Sahabe, Çifte Sultanlar ( Peygamber Efendimiz (S.A.V.) in torunu Hz. Hüseyin (R.A.) in kızları Hz. Fatıma ve Hz. Sakine'nin kabirleri. ), Sarı Sıdıka ( Bizans İmparatoru Konstantin'in müslüman olan kızı Prenses Katerina'nın kabri. ), Hacı Beşir Ağa tarafından 1737 yılında yaptırılan sütun şeklindeki çeşme, kuşların su içebilmesi için mermerden yapılmış “kuş sulağı” ve sırlarla dolu yaşlı “servi ağacı” bulunur.
Avluya giriş kapısının yanındaki mermer işleme kaplı ve kubbeli sebil Sadrazam Rıfat Paşa tarafından 1854 yılında yaptırılmıştır. İçinde faal olmayan kuyu mevcuttur. Caminin yanındaki Kız Kuran Kursunun yanında Şeyh Sümbül Efendi Hazretlerinin çilehanesi bulunur.
Mezarlıklarda ise, dönemin ileri gelen devlet yöneticileri, âlimler ve toplumun önde gelenlerinin kabirleri bulunur. Cami ile bahçe kapısı arasındaki mezarlığın kenarında Hattat Hafız Osman’ın (1698) kabri vardır.
İstanbul Şehir Rehberi:
Kocamustafapaşa semti, Fatih ile Cerrahpaşa arasında bulunan, suyu bol olan, Osmanlı döneminde orta halin üstünde yaşamın olduğu, İstanbul lehçesinin en güzeline rastlanan ve İstanbul’a “Paşalar Şehri” denmesine vesile olan İstanbul semtlerimizden biridir.
15 nci yüzyıl boyunca Fatih Sultan Mehmet ve oğlu Sultan II nci Beyazıd dönemlerinde, bir mekan bir paşaya veriliyordu. Verilen mekanda camii yaptırılıyor veya harap bir kilise varsa camiye çevriliyor, etrafında imarethane, pazaryeri, dükkanlar, hamam, medrese veya sıbyan mektebi, darüleytam(yetim ve öksüz kalan çocukları korumak amaçlı açılan yurtlar) yaptırılır ve bu şekilde orada bir semtin düzenlenmesi sağlanırdı.
Sümbül Efendi Camisi de Bizanslılar döneminde 1284 yılında yaptırılan manastır arazisi üzerinde bulunan Aya Andrea Kilisesi’nin, İstanbul’da Hristiyan nüfusun azalmasıyla bakımsız hale dönen bu kiliseyi, İstanbul’un fethinden sonra Sultan II nci Beyazıd Han’ın vezirlerinden Koca Mustafa Paşa tarafından 1486 yılında kiliseye bir minare ekletilerek camiye çevrilmiştir. Çevresinde medrese, han, imaret, hamam ( Koca Mustafa Paşa Hamamı, halen faaliyette olan İstanbul’un temiz ve bakımlı çifte hamamlarından biridir. ) ve çeşme de yaptırılmıştır.
Koca Mustafa Paşa:
Koca Mustafa Paşa, Sultan II.Beyazıd döneminin sadrazamıdır. Ne zaman doğduğu bilinmemektedir. Devşirme ile sarayda eğitimini tamamladıktan sonra Kapıcıbaşı olur. Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1481 yılında vefatı üzerine, şehzade Beyazıd ve şehzade Cem arasındaki saltanat mücadelesinde şehzade Beyazıd’ın yanında olmuştur. Mücadele sonucu Roma’ya gelen şehzade Cem’in zehirletilmesi için Papa Alekssander Borgia ile anlaşma görevini alır. Rumeli Beylerbeyliğine tayin edilir. 1511 yılında sadrazamlığa getirilir. Şehzade Ahmed, şehzade Korkud ve şehzade Yavuz Selim arasındaki taht mücadelesinde şehzade Ahmed’in yanında olur. 1511 yılında Yavuz Selim, sultan olduktan sonra, Koca Mustafa Paşa’yı 1512 de idam ettirir.
Şeyh Sümbül Efendi Hazretleri:
Halvetiyye tarikatının ilk büyük şubelerinden Cemâliyye’nin Sünbülliye şubesinin kurucusudur. Asıl adı Yusuf, lâkabı Zeynü’d-din dir. Merzifon’un Borlu kasabası Hamidiye nahiyesinde dünyaya gelmişlerdir.
İlk tahsilini Borlu veya Uluborlu’da yaparak İstanbul’a gelirler. Dönemin büyük âlimlerinden olan Efdal-Zâde Hamîdüddîn Efendi’den zahiri ilimleri tahsil ettikten sonra Şey Çelebi Halife’nin müridi olarak tahsiline devam etmiştir. Tahsilini 30 yaşlarında iken tamamlayarak, irşad için Mısır’a gönderilir.
Sultan II.Beyazıd devrinde İstanbul’da ortaya çıkan veba salgınına karşı, padişahın Şeyh Çelebi ile kırk müridinin dua etsinler diye Hacca gitmelerini istemesi üzerine, Şeyh Çelebi ,Sümbül Efendi’ye de haber göndererek hacca gelmesini ister. Hac yolunda iken Şam’da Şeyh Çelebi vefat eder. Sümbül Efendi, Şeyh Çelebi’nin vasiyeti üzerine İstanbul’a dönerek Koca Mustafa Paşa Tekkesi’ne şeyh olur ve Şeyh Çelebi’nin kızı Safiyye Hanımla evlenir.
Osmanlı’nın en büyük âlimlerinin olduğu bir dönemde, Fatih Camisi ve Ayasofya Camisinde vaaz vermekteydi. Yavuz Sultan Selim Camisinde de ilk vaazı kendileri vermişlerdir. 33 sene irşad vazifesinin ardından 1529 yılında vefat emişlerdir. Merkez Efendi Hazretleri, Sümbül Efendi Hazretlerinin damadı olmuş, Şeyh Sümbül Efendi Hazretlerinin vefatından sonra da irşad vazifesini devam ettirmişlerdir.
16 ncı yüzyıldan itibaren, Halvetilik Tarikatı Şeyhlerinden Şeyh Sümbül Efendi Hazretleri, çevresindeki insanlara doğru yolu göstermiştir. Türbesi, Koca Mustafa Paşa Caminin önündeki bahçededir. Vasiyeti üzerine Hz. Ali’nin torunlarına ait Çifte Sultanlar türbesinin yanına defnedilmiştir. Türbesi, Serasker Rıza Paşa’nın çocukları tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli onarımlardan sonra türbenin ilk şekli değişmiştir. 19 ncu yüzyılda Sultan II.Mahmut ve Sultan Abdülmecid tarafından önemli onarım ve ilaveler yaptırılmıştır. Özellikle Sümbül Efendi Hazretlerinin Türbesi yenilenmiştir. Türbeye girişte ilk odada önde Hattat Taliki Ömer’in (1619), arkada Serasker Rıza Paşa’nın (1845) sandukaları yer almıştır. Soldaki odada ise Şeyh Sümbül Efendi Hazretlerinin sandukası bulunmaktadır.
1776 yılındaki İstanbul depreminde cami ve avlusunda hasarlar meydana gelmiş ve büyük bir onarım yapılmıştır. Zaman içerisinde artan bakım ve onarım ihtiyacı nedeniyle, 1834 de Sultan II.Mahmut, 1847 de de Sultan Abdülmecid tarafından tamir ettirilmiştir.
Yazımızın devam eden bölümünü Sümbül Efendi Camisi Hikayeleri ve Sırları yazımızda bulabilirsiniz.
İstanbul gezi rehberi eşliğinde, Sümbül Efendi Camisinin iç görünümünü üç boyutlu olarak görebilirsiniz.
İyi gezintiler…
0 Yorumlar